Teknoloji

Google ve Facebook Kişisel Verilerimizi Ne Kadar Biliyor?

Teknoloji bağımlılığı! genç neslin ve hatta genç olmayan neslin en büyük sorunu. Akıllı telefonlarımız ve diğer teknolojik aletlerimiz olmadan hayatlarımızı sürdürmeyi hayal bile edemiyoruz.

Teknolojiye bağımlılığımız sayesinde, kişisel verilerimizin çoğunu internet ortamına aktarıyoruz. Belki de, ‘Sadece facebook’da bir fotoğraf paylaşıyorum’ ne olabilir ki diye düşünüyoruz. Peki bu, özel hayatımızın gizliliğini nasıl tehlikeye atabilir?

Kullanıcı Sözleşmesi: Tüm Yasal Açıkların Merkezi

Google servisleri veya Facebook gibi herhangi bir çevrimiçi hizmete kaydolurken, neredeyse hepimizin görmezden gelerek bir onay kutusunu işaretlediğimiz bir sözleşme vardır. Bu onay ile birlikte, farkında olmadan, verilerimizin ne kadarının bu servis sağlayıcılar tarafından tutulduğu ve saklanması izinleridir.

Peki bu Servis Sağlayıcılar Hangi Verilere Erişebilirler?

Aslında Google, hakkımızda bir sürü bilgiyi tutan tek İnternet devi değil; ve kişisel verilerimizi tutan çok daha fazla şirket var. Bunlardan bazıları Microsoft, Yahoo ve kullandığımız diğer tüm çevrim içi servislerin kişiliğimizin bazı bölümlerine erişim hakları vardır, daha doğrusu biz onlara bu hakları veriyoruz. Tüm bunlara rağmen Google’ın (Youtube vb.)  hizmetlerinin çokluğu hakkında en çok onu konuşmamıza neden oluyor.

Nisan 2014’te Google’ın yaptığı bir duyuru;

“Otomatik sistemlerimiz, size özelleştirilmiş arama sonuçları, özel reklamcılık ve spam ve kötü amaçlı yazılım tespiti gibi kişisel olarak alakalı ürün özellikleri sağlamak için içeriğinizi (e-postalar dahil) analiz eder . Bu analiz, içerik gönderilirken, alındığında ve depolandığında gerçekleşir. “

Yani yapılan bu açıklama; Google’ın, alıcısı dışında kimsenin görmesini istemediğiniz hassas bilgiler içeren mesajlarınızı okuduğu anlamına gelmektedir. İşte bu durum google aramalarında karşınıza çıkan sonuçların çoğu zaman sizin ilgi alanlarınıza göre düzenlenmesine olanak sağlıyor.

Geçmişte, Google, Google map sokak görünümü, Google Safari ve telefonlarda Android gibi , hepsi de kullanıcıların kişisel verilerini gözetlemiş gibi görünen bazı hiper cool hizmetleri için çok fazla eleştiri almıştı ve hala almaya devam ediyor.

Dikkat ederseniz Google Play Store’dan bir uygulama indirirken, bir sürü önemli şeylere erişim izni istenir. Genellikle biz de hemen onaylarız! ,bu uygulamaların talep ettiği erişim izinlerini inceleyen yalnızca bir avuç insan vardır. Şimdi bir uygulama indirmeyi deneyin ve gelişigüzel bir şekilde ne kadar erişim izni verdiğinizi gözlemleyin.

Tüm bunlara rağmen, Google’ın bu tür bilgileri kötüye kullandığı anlamına gelmez. Fakat Google bunları güvenli ve gizli tutmaya söz vermiş olsa bile, başka kimsenin bilmesini istemeyeceğiniz şeylerde bu bilgiler içerisinde vardır.

Facebook: şu an ki dünyada sosyal medya mecralarının şüphesiz en çok kullanılanıdır. İnstagram, Whatsapp gibi uygulamaların da sahibinin Facebook olduğunu söylemek sanırım bir önce ki cümleyi destekleyecektir. Facebook’un kullanıcıları hakkında topladığı kişisel veri miktarı basitçe tüyler ürpertici düzeyde denilebilir.

2010 yılında 26 yaşındaki Schrems adlı bir genç, Facebook’a kendi hesabıyla ilgili tüm bilgileri isteyen bir e-posta gönderdi.  Aldığı yanıt ise oldukça düşündürücü oldu!

Facebook, temelde hayatının her ayrıntısını içeren en az 1200 sayfalık bir PDF dosyası gönderdi. Silinmiş mesajları da dahil tüm mesajları , tüm fotoğraflarını, giriş yapmak için kullandığı bilgisayarların IP adreslerini, giriş yapmak için kullandığı cihazların türünü, konumlarını, en sevdiği arkadaşın vb içeren kendisinin bile unutmuş olabileceği bilgilerini içeren bilgiler aldı.

Bu Böyle Devam Mı Edecek?

Gün geçtikçe insanlar daha akıllı davranmaya başladı. Facebook ve diğer İnternet devlerinin hesaplarımızdan bilgi aldığını geç de olsa fark ettik. Bu nedenle, bu hizmetlerin geleceği ve vereceğimiz izinleri düşünme sürecimiz karmaşık hale geldi. Yine de sosyal medya devleri kullanıcılarını daha derince araştırarak çeşitli ürünler ve hizmetler sunmayı planlıyor. Fakat belki de bunu kendi isimlerini kullanmadan yapmaya devam edecekler.

Tüm bunlardan uzaklaşabilmek ve korunmak için belki de oturumu kapatmalı, telefonunuzu evde bırakmalı ve sadece arkadaşlarınızla sohbet etmeliyiz!

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu