Uzay

Gezegenimizin Derinlerindeki Gizemli Anomaliler Hala Orada Olabilir

Yeni yapılan bir araştırmaya göre, gezegenimizin ilk oluşmaya başladığı günlerden kalan kimyasal kalıntılar, Dünya’nın çekirdeğinin yakınlarında hala keşfedilmeyi bekliyor olabilir. Olası bu keşif, bugün bildiğimiz levha tektoniği fenomenini tamamen değiştirebilir.

Bu çalışmayı sürdüren bilim insanları, dünyanın oluşumundan kalan bu artıkları, bir kase hamurun dibindeki un taneciklerine benzetiyor. Bunlar; sismik dalga okumalarında anormallikler olarak ortaya çıkan ve milyarlarca yıl boyunca düzgün bir şekilde karıştırılmamış elementler.

Sismik dalgalar, ultra düşük hız bölgeleri (ULVZ’ler) olarak bilinen yerlerden geçerek, Dünya’nın çekirdeğine yakın bir yerde yavaş yavaş ilerleyebildiğini biliyoruz. Asıl soru, bu bölgelerin neyden meydana geldiği. Ve bu konu hakkında ki araştırmayı yapan bilim insanları büyük ihtimalle cevabı bulmuş olabileceklerini düşünüyorlar.

Konuyu araştıranlar arasında, Avustralya Ulusal Üniversitesi’nden sismolog Surya Pachhai , “Bu bulgu, ultra düşük hız bölgelerinin kökeni ve dinamikleri hakkındaki görüşümüzü değiştirebilir” şekline kendini ifade ediyor.

Sismik dalgaların Dünya’nın kabuğunda yankılanma şekli bize bu yapıların bileşimi hakkında ipuçları verirler, ancak yaklaşık 2.900 kilometre veya 1.800 mil kaya boyunca ölçüm yapmak hiç de kolay değil. Bunu ele almak için bilim insanları, Bayes inversiyonu olarak bilinen bir süreç kullanarak yüz binlerce bilgisayar simülasyonu çalıştıran bir tersine mühendislik yaklaşımı kullanıyorlar.

Bilim insanları, bu modelleri Avustralya ve Yeni Zelanda arasındaki Mercan Denizi’nin altından alınan gerçek okumalarla karşılaştırarak, sıvı metal dış çekirdeğin hemen üzerindeki ULVZ’lerden kaynaklanıyor olabileceği konusunda neredeyse emin oldular.

Araştırmacılar, ULVZ’lerin kısmen demir oksitten yapılmış olabileceğini düşünüyorlar. Demir oksiti halk arasında pas olarak biliyoruz, ancak bu pas dünya mantosunun derinliklerinde bir metalmiş gibi davranıyor. Ayrıca, gezegenimizin bu bölümünün daha önce hiç keşfedilmemiş birkaç alt katmanının olması da muhtemel görünüyor.

Dünyanın merkezinde olan bu katmanlı yapı, Neredeyse Mars büyüklüğündeki bir gezegenin Dünya’nın oluşumunun erken zamanlarında ona çarpmasından kaynaklanmış olabilir . Hatta bu çarpmanın etkisi Ay’ı oluşturan enkazları fırlattığı bile düşünülüyor ve aynı zamanda, milyarlarca yıl içinde şu anki konumuna batmış olabilecek, kaya, gaz ve kristallerden oluşan bir magma okyanusu yaratmış olması da çok muhtemel.

“Ultra düşük hız bölgelerinin fiziksel özellikleri, kökenleriyle bağlantılıdır ve bu da, Dünya’nın en alt mantosunun termal ve kimyasal durumu, evrimi ve dinamikleri hakkında önemli bilgileri bize verebilir. Bu bilgiler levha tektoniğini anlamamızın ve geliştirmemizin önemli birer (bilimsever.com) parçası olabilir.

Manto ve altındaki ULVZ’ler, tektonik plakaların yüzeye yakın hareketini yönlendirebilir, bu da yeni araştırmanın bize sadece Dünya’nın doğuşu hakkında daha fazla şey öğretmediği, aynı zamanda bugün nasıl davrandığı hakkında daha fazla şey öğrettiği anlamına geliyor.

Utah Üniversitesi’nden jeolog Michael Thorne , “Derin mantoda bildiğimiz tüm özellikler arasında ultra düşük hız bölgeleri, muhtemelen en uç noktaları temsil ediyor” şeklinde kendini ifade ediyor.

“Aslına bakacak olursak ULVZ’ler mavi gezegeninin herhangi bir yerinde bulunan en gizli özelliklerden sadece bazıları.”

Kaynaklar

  • https://www.nature.com/articles/s41561-021-00871-5
  • https://agupubs.onlinelibrary.wiley.com/doi/full/10.1002/2017GC007281
  • https:// attheu.utah.edu/uncategorized/chemical-leftovers/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu