Harika bir sesi olduğunu düşünen ve sizi sürekli şarkı söyleyerek rahatsız eden bir insana kendi sesini dinleymeyi denediniz mi? Muhtemelen kendi sesini dinleyen bu arkadaşınız veya yakınınız dehşet içinde kalacaktır.
Neden Sesimiz Düşündüğümüzden Farklı
Karşımızda ki insanın konuşmalarını duyduğumuzda, ağızlarından çıkan ses dalgaları (basınç dalgaları) kulak kanallarımıza ulaşmadan önce hava direncine maruz kalır. Kulak zarı bu ses titreşimini orta kulak kemiklerinden iç kulağa iletir. İç kulağınız içinde ki kıl hücreleri, kıl titreşimlerini elektrik sinyallerine dönüştürür ve bunları beyne gönderilir. Bu noktada beyin size bir ses duyduğunuzu ve o sesin ne olduğunu söyler.
İç kulağa aynı zamanda; binlerce minik kıl hücresi içeren koklea da denir.
Kendi konuşmalarımızı duyarken ses, başkasının konuşmalarını duyarken izlediği yoldan farklı bir yol daha izler. Birincisi, havadan kulak kanalımıza ve son olarak da iç kulağa giden normal sestir. Ancak konuştuğumuzda iç kulak vücudumuzun içinde meydana gelen titreşimleri de algılar. Bu ses kemiğimizden ve etimizden geçerek doğrudan iç kulağımıza geçer.
Bundan dolayı, kendi sesimizi duyduğumuzda, bu iki sesi aynı anda duymuş oluyoruz. Yani hem dış dan hem de iç den sesimizi duymuş oluyoruz. Kemikler, sesimize daha derin ve daha dolgun bir ton veren düşük frekanslı titreşimlerin oluşmasına sebep olur. İşte bu yüzden sesiniz aslında sizin duyduğunuzdan daha ince çıkar.
Sesimizi bir kayıt cihazından dinlediğimizde, yalnızca havadan geçen dış sesleri duyarız. Bu aynı zamanda başkalarının sesimizi duyuş şeklidir.
