Filmlerde çok sık gördüğümüz klişe bir durum olan İlk görüşte aşk, acaba gerçekten mümkün mü? Filmde ki kahramanımız bir mekanda boş boş otururken kapı açılır ve odaya bir kadın girer. Birbirlerini görür görmez kamera gözlerine yaklaşır ve büyük aşk başlar!
Bilimsel olarak ilk görüşte aşk mümkün mü? Sevgi Nedir veya Sevgi ne demektir? konularına değinerek bunu açıklayalım.
Bunu okuyan birçok bilimsever.com okuru muhtemelen buna benzer bir olay yaşamışlardır. Belki şu anki partnerinizle veya geçmişte bir noktada karnınızda sevgi kelebekleri uçmasını sağlayan bu durum meydana gelmiştir. Bu duygular çoğu zaman bize “Merhaba” diyerek tanışma cesareti verecek kadar güçlü olmasalar bile, sevgiye dair duygular ve anlık arzular kesinlikle gerçektir.
Bu kalp çarpıntısıyla oluşan sevgi, nabzımızın atanmasını sağlayan aşk (bilimsel olarak değil), insan etkileşiminin en gizemli ve ilgi çekici parçalarından biridir, ancak aynı zamanda birçok soruyu da beraberinde getirir. Peki gerçek sevgi nedir? Sevgi ne demektir? İlk görüşte aşık olmak mümkün müdür?
Aşk mı? Sevgi mi? Şehvet mi?
Bu soru işaretlerini yanıtlamak için, ilk görüşte aşk ifadesini kelime kelime incelemek gerekir – “ilk bakışta” kelimesine internet yorumlarında ve bunlar dışında bir çok eleştiri yapan insan , görme ve fiziksel görünümün “ilk bakılan ilk görüşte” karşıda ki insanın özellikleri ile alakalı tek bilgi kaynağı olduğu için, buna hemen aşk denilemeyeceği yorumunu yapıyorlar. Hiç konuşmadınız ve o kişinin kişiliği ile alakalı fikir sahibi olmadığımız için, aslında bir çok soru işaretiyle karşı karşıyayızdır. Bu nedenle, odanın diğer ucunda çok çekici bir insan gördüğünüzde vücudumuzda ki dopamin hücumu, romantik bir sevgi veya aşk değil, fiziksel bir şehvet durumu olabilir.
Aşkın ve Sevginin Kimyası
Sevginin ve Aşkın kimyasal yapısı, konunun daha ilginç kısımlarındandır, çünkü insanların aşık olma süreci vücutları üzerinde derin bir etkiye sahiptir.
Bu duruma örnek olarak erkek bedeninde ki değişimleri inceleyecek olursak: erkekler ilk görüşte aşık olduklarında (yada aşık olduklarını zannettiklerinde), testosteron artışını da tetikleyen bir dopamin salınımı yaşarlar. Bu, erkeklerin hayranlık ve zevkle ilgili, aynı zamanda potansiyel eşlerini takip etmek için artırılmış cinsel dürtü ve erkekliğe sahip olduklarını hatırlatan hormonal değişikliklerdir. Başka bir nörotransmiter olan norepinefrin tam da bu noktada devreye girerek sevgili olma potansiyeli yüksek olan bu karşı cins üzerinde yoğun odaklanmaya neden olur; bu odaklanma durumu takıntılı düşüncelere ve son derece coşku duygulara neden olur. Bu durum, temelde neden ilişki kurma eğiliminde olduğumuzu açıklıyor.
Aşkın ve Sevgilin Tanımı
İlk görüşte sevginin, genellikle yoğun sevgi ile ilişkilendirilen vücuttaki kimyasal reaksiyonlara ek olarak, uzun vadeli romantik aşk için duygusal bir temel oluşturabildiğini inceledik.
Aşkın ve derin sevginin gerçekte ne anlama geldiğinin bağlayıcı bir tanımı olmadığı için, bu sorunun cevabını aslında öznel hale olduğu aşikardır. Aşkın en belirleyici faktörü zaman mı? En derin duygularımızı gerçekten tanımlayan, tutkunun yoğunluğu mu yoksa eşlerin sadakati mi?
Uzun ömürlü olan bir aşk kesinlikle bu ilk görüş anlarında ateşlenebilir! Yapılan bir araştırma da, uzun vadeli ilişkilerin %13’ünün ilk görüşte aşkla başladığını tespit edildi ve bunun yoğun bir şekilde hissedilen duyguların eylem, inanç ve ortak faaliyetler devreye girdiğinde uzun ömürlü aşka yol açabileceği konusunda bir çok insan hem fikir oldu.
Uzun lafın kısası yapılan araştırmalar ve mantıksal anlamda, “ilk görüşte aşk” tamamen mümkün görünmektedir.
